Aynı gün teslim

Aynı gün teslimatE-ticaret tüm dünyada hız kesmeden büyümeye devam ediyor ve bu büyümeyi takip edenler e-ticaretin klasik alışveriş özellikle AVM alışveriş kültürünü nasıl etkileyeceğini merak ediyorlar. Bunu sorgulamadan önce Türkiye ve dünyadaki e-ticaret rakamlarına biraz bakalım;

– Dünyadaki eticaretin toplam hacmi 2012 yılında 1 trilyon Euro’nun biraz üzerinde gerçekleşmiş. 2013 henüz bitiyor ama tahminler bu senenin rakamlarının %20 daha büyük olacağını söylüyor.
– Bu pastanın ilk 5’i ise ABD 385 milyar, Çin 182 milyar, İngiltere 142 milyar, Japonya 140 milyar ve Almanya 53 milyar.
– Türkiye bu seneyi muhtemelen 14 milyar Euro gibi bir hacimle kapatacak deniyor; güzel ancak bunun içinde b2c oranı %16’den fazla değil…
– BKM 2012 verilerine göre b2c online hacmin toplamı ancak 2.75 milyar euro. Bunun da neredeyse yarısı seyahat/konaklama/telekomünikasyon harcamaları. Bunları çıkarsak ancak 4.6 milyar TL ticaret oluşmuş 2012 yılında b2c pazarda. Tek güzel yanı büyüme hızı %50’lere yakın bu pazarın.
– Türkiye’de online alışverişlerin %50’sinden fazlası 3 büyük ilden gerçekleşmiş.
– Telefonların artık %65’i akıllı iken e-ticaretin mobildeki oranı 2012’de %10 olmuş. 2013’de %14 olacağı tahmin ediliyor. Ancak 2014’de tahminler %23-25 aralığında. Mobil önem kazanıyor.
– Türkiye’deki en büyük 25 e-ticaret perakendecisinin %60’ı “sadece internet” ortamında satış yapıyor. Geri kalanında mağaza vb satış kanalları da mevcut.
– Türkiye’deki 40 milyonu aşkın internet kullanıcısının yaklaşık %20’si internetten alışveriş yapıyor. Kredi kartı sahibi olan kullanıcıların ise %33’ü internetten mal ve hizmet alıyor. Fena değil, değil mi?
– Ülkemizdeki satılan ürünlerin yüzdesel dağılımı da şöyle; %44 ile giyim kuşam birinci, %25 ile elektronik araçlar ikinci, %21 ile ev eşyaları (mobilya beyaz eşya vs) üçüncü, %18 ile gıda ve günlük gereksinim eşyaları (kozmetik çiçek vs) dördüncü, %17 ile seyahat ve araç kiralama işleri beşinci sırada.
– Türkiye’de eticaret ödemelerinde %60 kredi kartı kullanılırken %30 kapıda ödeme tercih edilmiş.

Alışveriş için mahalle esnafı kullanmak, “çarşıya” gitmek, semt pazarına çıkmak, bir konuda uzmanlaşmış bir ticaret alanına gitmek (perpa, kapalıçarşı, doğubank vs), AVM’ye gitmek veya interneti kullanmak arasında bence evrimsel bir süreç yok. Hepsi aynı anda var olabiliyorlar ve tüketicilerin hayatında birbirlerine karışmadan varlıklarını sürdürebiliyorlar. Çünkü alışveriş “yapılacak bir şey”, bir aktivite. Alışverişin sadece ürün satınalmak olduğunu söylemek imkansız. Alışveriş yapmak ister internet üzerinde olsun ister semt pazarında olsun eğlenceli bir iş hatta sosyal bir kavram. Dolayısıyla her alışveriş yönteminin kendini pazarlayabileceği bazı artıları var. Fakat mesele bunlardan hangisinin en büyük olacağı meselesi. Ben burada tahminimi internetten yana kullanıyorum. Yakın gelecekte dünyada b2c satışların yarısından fazlası internet üzerinden gerçekleşecektir zannediyorum. Sonrasında ise büyük yüzdenin elektronik kanallardan gerçekleşeceğine inanç yüksek. Ancak Türkiye bu konuda daha emekleme seviyesinde.

Yakın gelecekte belki e-ticaret klasik alışveriş kanallarını öldürmeyecek ama süründürecek. Bir teknoloji mağazasında yarım saat satış görevlisine sorular sorup ürünü inceleyen müşteri cebinden telefonunu çıkarıp “dur bakalım bu alet başka nerede kaç para” diye baktığında o satış görevlisinin gözlerindeki bakışı anlatmaya kelimeler yetmez… İnternetten sipariş edeceği televizyonu gidip mağazada test eden arkadaşlarım var. Aynı zamanda “AVM kirası kaç para haberin var mı? bu kadar elemana maaş ödüyorum, bir sürü giderim var nasıl kar edeceğim ben?” diye soran mağaza sahipleri de gördüm. Klasik alışveriş kanalları mecburen oransal küçülecek, maliyetlerini daha iyi yönetmek zorunda kalacaklar. Ve internette varolmayı öğrenecekler… E-ticaret pazarında yer alan bir klasik perakendeci er yada geç bu yeni kanalın dinamiklerini öğrenecek ve hayatta kalması için gereken becerileri kazanacak. Belki de yakın gelecekte mağazalar daha çok yerel depolar, ürün tanıtım, aktivite, test merkezleri gibi çalışacaklar? Daha az çalışanı olacak; daha az maliyetli yerlerde bulunacaklar.. Çünkü asıl hacimlerini e-ticarete kaydırmayı becermiş olanlar hayatta kalacak.

Bu genel öngörülere rağmen klasik perakendeciliğin bugün halen önemli iki avantajı var;

İlki klasik alışverişin en vazgeçilmez özelliklerinden birisi olan “ürüne dokunma” konusu. Bu bir avantaj ama tek başına yeterli değil keza o ürünü internetten bulup sipariş etmek birkaç dakika sürmüyor. Sadece ürünle temas kurduruyor olmak veya satış personeli ile adam kafalamak yeterli değil. Gelecekte bu avantajın değeri çok azalacak ancak 2013 yılında genel rakamlara ve hedef kitleye baktığımızda “mağazacılık” halen bir avantaj olarak konumunu koruyor. İnsanlar mağazaları seviyorlar.

Klasik perakendecinin ikinci vazgeçilmez özelliği olan şey ise ürünü hemen alıp eve götürebilmek meselesi. Bu çok daha kritik. Evet internette aynı ürünü daha ucuza bulabilirsin ama ne zaman teslim alırsın? sorusunun yanıtı birçok tüketici için satın alma kararını etkiliyor. Zaman konusu e-ticaret firması için çok değişkenli bir denklem. Bu denklemin en önemli değişkeni ise stok yönetimi.

E-ticaret perakendecilerinin en önemli problemi elbette stok yönetimi. Stok tutmak maliyetli; güç istiyor. Tedarikçilerin stoğundan satış yapmak ise zor ve uzun sürüyor. Müşteriler “tedarik sürecinde” açıklamasından pek haz etmiyorlar. Bir de bu açıklama günlerce sürerse alışveriş karakolda (şikayetvar’da) bitiyor. Oysa ki semt pazarındaki dayı da, mağazacı da rahat; al götür, götüremezsen ben hemen eve göndereyim kıvamındalar. İşte internet mağazacılarının aşmaları gereken bariyerlerden ilki bu.

Stok yönetiminden sonra denklemin önemli bir diğer parçası ise kargo yani teslimat. Stok problemini çözen büyük e-mağazalar kendi depolarından ürünleri siparişin verildiği gün kargoya vermek için çalışıyorlar. Kargo firmaları da bu ürünleri ertesi günden itibaren “ilk fırsatta” alıcısına ulaştırmaya çalışıyorlar. Fakat benim kişisel gözlemime göre kargo ile ürün teslim almak nerden baksan en az 3 iş günü sürüyor. Haftasonu veya gece teslim almak gibi imkan da yok. Türkiye’de kargo firmaları e-ticarete özel evrimleşmiş değil; klasik bir operasyon kurgusuna sahipler, büyükler yani değişim için yeteri kadar esnek olduklarını söylemek zor.

Kargo meselesinde yakın gelecekte “yeni” şeyler konuşulmaya ve yapılmaya başlanacak. E-ticaret pazarının neredeyse üçte birini elinde bulunduran ABD’de önceki yıllarda örneklerini görmeye başladığımız “aynı gün teslimat” seçenekleri bu teslim işinde yeni bir çağın habercisi. Google bu iş için bir satınalma bile yaptı. Şu an Google Shopping Express San Francisco şehrinde birçok mağazadan aynı gün içinde (saatler içinde) teslimat sağlayan bir hizmet veriyor. Tabii ki bu bir test projesi; amaç bu çözümü önce ülke geneline sonra dünyaya yayabilmek. Google bu iş için şimdilik teslimat başına 5 USD istiyor. Elbette zarar ediyordur…

Amazon Local Express seçeneği ile 10 önemli şehirde (NY, Boston, Seattle, Chicago, Washington, LAsVegas vs) aynı gün teslimat hizmeti veriyor. Her şehre göre değişen saatlere kadar sipariş ettiğiniz bazı ürünleri aynı gün teslim alabilmeniz mümkün. Bunun bedeli teslimat başına 8.99 USD + ürün adedi başına 99 cent. Amazon zarar etmiyor olabilir 🙂

Peki ülkemizde durum ne? Aynı gün teslim yapan e-ticaret firmalarımız var. Örneğin Bimeks. Son yıllarda yaptığı satınalmalar ve büyümesi ile kendinden söz ettiren Bimeks aslında hem bir klasik perakendeci hem de e-ticaret perakendecisi. Mağaza ağına sahip olan ve e-ticaret yapan firmaların aynı gün teslimat konusunda çok değerli bir avantajları var; mağazaları yerel depolar gibi kullanabiliyorlar. Bimeks 7 büyük ildeki mağazalarından çıkış yaparak müşterilere aynı gün teslimat hizmetini sunabiliyor. Akşam saat 20’ye kadar sipariş kabul edip 23:30’a kadar teslimat yapıyor. Haftasonu dahil. Bimeks’e bu dağıtım hizmetini sağlayan firma ise Alokurye WebKargo.

Son tahlilde aynı gün teslimat hatta saatler/dakikalar içinde teslimat konusu e-ticaretin klasik alışverişe göre ergonomisini arttıracak ve gelişim hızına destek verecek önemli bir katma değer. Umarım Türkiye’de daha çok firma aynı gün teslimat yaklaşımını benimser ve e-ticaret ile klasik ticaret arasındaki hız farkı biraz daha kapanır. Bu alanda elde edilecek katma değer e-ticarete ciddi bir ivme kazandırabilir ülkemiz şartlarında. Satın aldığı ürünü birkaç saat içerisinde evinde veya ofisinde teslim alabilecek müşteriler klasik alışverişi çok daha kolay “aktivite” boyutuna indirgeyebilirler. Bakalım neler olacak? 😉